GENEL KOLLUK VE ÖZEL GÜVENLİK İLİŞKİLERİ

GİRİŞ

Toplumun güven içerisinde yaşamını devam ettirmesine olanak sağlamak üzere Devlete yüklenmiş olan görevler arasında birincil nitelikte bulunan kolluk faaliyetleri, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel gelişim ve değişime paralel olarak farklılaşabilmektedir[1]. Ülkelerin yönetim anlayışında yaşanan değişime paralel olarak idarenin üstleneceği görevler de değişebilecektir. İdarenin görev ve sorumluluklarının siyasal sistemlere göre değişmesine paralel olarak, kolluk anlayışında ve kolluk faaliyetlerinin kapsamında değişiklikler yaşanması doğaldır. Bir ülkenin yönetim anlayışının, liberal ya da sosyal devlet vb. bir yönetim anlayışına göre şekillenmesi kadar, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmelerin toplumsal yaşam üzerindeki etkileri de kolluk anlayışı ve kapsamı üzerinde etkili olmaktadır. Aynı ülke sınırları içerisinde olsa bile, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmışlık düzeyi arasında farklılıklar bulunan bölgelerde kolluk faaliyetleri arasında farklılıklar gözlenebilmektedir. Kolluk faaliyetlerinin temel amacı her yerde toplumun güveni sağlama önceliğini amaç edinmiş olmakla birlikte, güvenliği sağlama faaliyetinin konusu farklı olabilmektedir. Toplumdan topluma ya da bölgeden bölgeye kolluk faaliyetlerinin öncelikleri değişebilmektedir. Toplumun dıştan gelen saldırılara karşı korunmasından sonra devletin temel görevi olan kolluk faaliyetlerinin[2] beklentilere uygun olarak yürütülebilmesi için, bütün bu ayrıntıların dikkate alınması zorunludur. Kamu yararının sağlanabilmesi, kolluk yapılanmasının, anlayışının ve yönteminin toplumun siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel durumuna göre şekillendirilmesine bağlıdır.

Kamu düzeninin sağlanması ve korunması amacına yönelmiş olan kolluk faaliyetlerinde yaşanan değişim bütün toplumu yakından ilgilendirmektedir. Bu ilgi, kolluk faaliyetlerinin belirlenen amaçları gerçekleştirmesi sürecinde hak ve özgürlükler üzerinde sınırlayıcı etkilerinin olması kadar, kolluk amaçlarının gerçekleşmesi durumunda sağlanan kamusal yararların toplum açısından taşıdığı değerden de kaynaklanmaktadır. Sosyal yaşamın güven ve huzur içerisinde sürdürülmesini amaç edinmiş bir idari faaliyetin kamu yararına olduğu tartışmasız olduğu gibi, kamuoyu ilgisini üzerinde toplaması da son derece doğaldır.

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinde yerine getirmesi gerekli olan yapısal değişime paralel olarak yönetim anlayışı da değişmektedir. Yönetim anlayışında yaşanan değişim kolluk faaliyetlerinin içeriğini ve işleyişini de yeniden şekillendirmektedir. Merkezi idarenin idari faaliyetler konusunda genel görevli idari birim olmaktan çıkarılması ve yerinden yönetim birimlerinin kamusal görev ve hizmetler konusunda genel görevli hale getirilmesi yönündeki çalışmalar AB üyelik sürecinde yaşanan ilerlemelere paralel olarak artmaktadır[3]. İdari faaliyetler konusunda var olan sıkı merkeziyetçiliğin azaltılması ve yerinden yönetimlerin güçlendirilmesi yönündeki çabalar, Türkiye’de kolluk faaliyetlerinin yerel kolluk birimlerince görülmesi sonucunu doğurmasa da, kolluk faaliyetlerinin kapsamının yeniden düzenlenmesi ve özel hukuk kişilerinin kolluk faaliyetlerinde yardımcı rol üstlenmesine yol açmıştır. Kolluk faaliyetlerinin yeniden yapılandırılmasında kolluk alanında bulunan, kişi koruma, kamuya açık alanların korunması vb kimi konularda özel kolluk birimlerinin görev alması yönünde düzenlemeler yapılmıştır[4].

Kolluk kapsamında bulunan konuların sınırlı da olsa bir bölümünün özel güvenlik faaliyetlerine konu olmasının önünün açılmasıyla birlikte uygulamada bazı duraksamalar yaşanmaya başlanmıştır. Özel güvenlik birimlerinin genel ya da özel idari kollukla olan ilişkilerinin hangi ilkeler doğrultusunda gerçekleştirileceği, özel güvenlik birimlerinin görev alanına giren konularda genel ya da özel idari kolluğun faaliyette bulunmasına izin verilip verilmediği vb konuların aydınlatılmasına ihtiyaç vardır.

 

I-KOLLUK KAVRAMI VE KOLLUK TÜRLERİ

Toplumlar arasında kültürel, ekonomik, siyasi, tarihsel ve benzeri noktalarda farklılıklar bulunmasına karşın ortak olan temel özellikleri hepsinde bir iç düzenin bulunmasıdır. Toplumsal yaşamın var olabilmesi, iç düzenin sağlanması ve amaca hizmet edecek kolluk faaliyetlerinin varlığına bağlıdır. Kamu gücünü kullanan kolluk birimleri, bireylerin toplumsal düzene aykırı davranış sergilemelerinin önüne geçerek kamu düzenini gerçekleştirirler[5].

1.Kolluk Kavramı

Günümüzün demokratik ve insan haklarına saygılı yönetim anlayışlarında kişiselleştirilmemiş yararlar toplamının ifadesi olan kamu yararı gerekçesiyle, bireysel hak ve özgürlüklerin kolluk faaliyetleri kapsamında kısıtlanması bir zorunluluktur. Ancak, bu zorunluluğun yaşama geçirilmesinde kişilerin kendilerini temsille yetkilendirdikleri kişilerden oluşan yasama organlarının kararı olmadan temel hak ve özgürlüklere müdahalede bulunulması hukuk devleti ilkesi gereği olanaksızdır.

Bu noktada kolluk[6] kavramı; toplumsal düzenin sağlanmasında var olan açık kamu yararı nedeniyle kişilerin hak ve özgürlüklerinin yasama organının belirlediği sınırlar içerisinde sınırlanmasını içeren, kamu düzeninin sağlanması, sürdürülmesi ve bozulduğunda yeniden kurulması ve kamu düzenini olumsuz etkileyen faaliyetlerin gerektiğinde kuvvet de kullanmak suretiyle engellenmesine odaklanmış faaliyet anlamına gelmektedir.

 

 

2.Kolluk Türleri

Kolluk kavramı içerisinde yer alan düzen sağlama, düzeni koruma ve düzeni bozucu faaliyetlere engel olma görevi bütün olarak devletin sorumluluğunda olmakla birlikte bu faaliyetler farklı erkler içerisinde yapılandırılmış birimler tarafından yerine getirilebilir. Kolluk faaliyetlerinin hangi erk içerisinde yapılandırılacağına karar verme yasama meclisinin yetkisindedir. Örneğin, kamu düzenini bozan davranışların olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması ve suçlularla mücadele edilmesi[7] görevini yerine getirmek üzere faaliyet gösteren adli kolluk adli nitelikli bir görev üstlenmektedir[8]. Buna karşılık, kamu düzenine yönelmiş bulunan olumsuzlukların önüne geçilmesi, kamu düzeninin korunması ve kamu düzeni bozulmadan suçun önüne geçilmesi faaliyetlerini yürüten idari kolluk idari nitelikli faaliyetler yürütmektedir. İdari nitelikli görevler yürüten idari kolluk birimleri de kendi aralarında yürütülen faaliyetlerin teknik altyapı ve uzmanlaşma gerektirip gerektirmemesine bağlı olarak genel idari kolluk ve özel idari kolluk olarak yapılandırılmış ve görev dağılımı yapılmıştır.

Özel güvenlik faaliyetlerinin ilişkilendirildiği kolluk biriminin türüne göre, özel güvenlik birimi-kolluk ilişkisi farklı şekillerde ortaya çıkacaktır.

 

II-KOLLUK FAALİYETLERİ VE ÖZEL HUKUK KİŞİLERİ

Kolluk faaliyetlerinin yürütülmesinde kamu gücünün kullanılması nedeniyle kolluk görevi devletin tekelinde yürütülmektedir. Kamu hizmetlerinin özel hukuk kişileri tarafından yerine getirilmesine yönelik olarak kurulan idari sözleşmelerin kolluk alanında uygulanması kabul görmemektedir. Kolluk faaliyetlerinin idari sözleşme konusu yapılamamasının ve özel hukuk kişilerinin bu sıfatlarıyla kolluk görevi üstlenememelerinin nedeni faaliyetlerin niteliklerinde gizlidir. Silah kullanma da dahil, kamusal güç kullanılıyor olması, temel hak ve özgürlükler üzerinde kısıtlayıcı etkilere sahip olması, düzenlemelerde bulunarak toplumsal yaşam üzerinde etkili emir ve yasaklar koyabilmeyi içermesi vb. nitelikler[9], kolluk yetkilerinin bir idari sözleşmeye konu olarak özel hukuk kişileri tarafından görülmesine izin vermemektedir.

1.Kolluk Teşkilatlanması

Kolluk teşkilatlanması adli ve idari kolluk görevleri üstlenmiş olan genel kolluk birimleri ile özel idari kolluk birimlerinden oluşmaktadır. Genel kolluk birimleri olan Emniyet Genel Müdürlüğü Teşkilatı ile Jandarma Genel Komutanlığı birimleri durumun gereklerine göre adli kolluk görevi yerine getirebildiği gibi genel idari kolluk görevleri de yürütebilmektedirler. Genel idari kolluk birimleri olarak Jandarma ve Polis Teşkilatlarının görevlerini yerine getirmeleri sırasında kolluk amirleri olarak, Bakanlar Kurulu, İçişleri Bakanı, Valiler, Kaymakamlar ve Bucak Müdürleri karşımıza çıkmaktadır[10]. Genel idari kolluk birimlerine ilişkin yasal sınırlar içerisinde düzenlemelerde bulunma, kolluk teşkilatının yönetimi ve yönlendirilmesi belirtilen kolluk amirleri tarafından gerçekleştirilir.

Özel idari kolluk[11] birimleri ise; yürütülecek kolluk faaliyetlerinin teknik altyapı ve uzman personel gerektirmesi nedeniyle genel idari kolluk birimlerinin görev alanı dışında kalan konularla, yerinden yönetim birimlerinin görev alanına giren konularda kolluk faaliyetleri yürütmek üzere oluşturduğu kolluk birimlerinden oluşmaktadır. Özel idari kolluk birimlerinin kuruluşu ve görevleri yasama tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde gerçekleştirilir. Özel idari kolluk birimlerinin amirleri, kolluk biriminin bağlı olduğu idari birimin yöneticileridir[12].

2.Kolluk Faaliyetlerinde Özel Hukuk Kişileri

Yukarıda değinildiği gibi, kolluk faaliyetlerinin niteliği gereği bu faaliyetlerin yürütülmesinde özel hukuk kişilerinin bir kamusal görevi üstlenme şeklinde görev alması olanaksızdır. Bir bölgede kamu düzeninin sağlanması görevinin bir özel hukuk kişisine bir idari sözleşmeyle devredilmesi kabul edilemez. Çünkü kolluk faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi egemenlik yetkisinin kullanılması olarak karşımıza çıkmaktadır. Kolluk yetkilerinin devredilmesi egemenlik yetkisinin devri anlamına gelecektir. Avrupa Birliği sürecinde taraf olduğumuz anlaşmalar gereğince yerine getirmek zorunda olduğuz yerel yönetim reformu kapsamında merkezi idarenin kimi yetkilerinin yerinden yönetim birimlerine devredilmesi çalışmalarında dahi, kolluk yetkilerinin yerelleştirilmesi kabul edilmemektedir. Yerel bir idari birime, idarenin bütünlüğü ilkesi çerçevesinde denetlenen bir kamu tüzel kişiliğine verilmeyen bir yetkinin özel hukuk kişilerine devredilebileceğini kabule olanak yoktur.

Kolluk görevlerinin yerine getirilmesinde özel hukuk kişilerinin kolluk görevi gören olarak rol alması kabul edilemeyecek olmakla birlikte bu kişilerin kolluk faaliyetlerine yardımcı olmasına engel bir durum bulunmamaktadır. Özellikle 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunda yer alan düzenlemeler çerçevesinde özel hukuk kişilerinin kolluk birimlerine yardımcı olabileceklerinin yasal temeli oluşturulmuştur.

 

III-ÖZEL GÜVENLİK FAALİYETLERİ

Özel güvenlik faaliyetleri; özel hukuk tüzel kişilerinin güvenliklerinin ve korunmalarının sağlanmasına yönelik olarak kurumların kendi içyapılarında oluşturdukları birimler ya da bu amaç doğrultusunda faaliyet göstermek üzere kurulmuş bulunan özel hukuk tüzel kişilerin tarafından gerçekleştirilen koruma faaliyetleriyle, gerçek kişilerin güvenliklerinin sağlanması ve korunması amacıyla özel güvenlik şirketlerince sağlanan koruma hizmetlerinden oluşur[13].

1.Özel Güvenlik Kavramı ve Kapsamı

Özel güvenlik, özel hukuk kişilerinin güvenliklerinin sağlanması ve korunmasına yönelik olarak gerçekleştirilen koruma faaliyetlerini ifade eder. Özel güvenlik faaliyeti yürütmek üzere Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş bulunan özel hukuk tüzel kişileri, güvenlik ve koruma gereksinimi duyan özel hukuk kişilerinin taleplerini karşılayabilme olanağına sahiptirler(ÖGHDK m.5). Özel hukuk kişilerinin güvenlik ve korunma ihtiyaçları konusunda genel idari kolluk birimleri tarafından sağlanmayan ya da sağlanamayan koruma faaliyetleri özel güvenlik birimleri veya şirketlerince sağlanmaktadır. Genel idari kolluğun bütünüyle kamuya açık alanların dışında güvenliği sağlama ve koruma hizmetleri vermesinin yerine, özel hukuk kapsamında kurulan birimlerin bu faaliyetleri üstlenmesinin olanaklı hale getirilmesi olumlu bir düzenlemedir. Bu düzenlemeyle bir yandan genel kolluğun yükünün, sınırlı da olsa, azalması sağlanmış olmakta, bir diğer yandan ise, fiilen var olan özel güvenlik faaliyetlerinin yasal olarak tanınması yoluna gidilmektedir.

Genel kolluk birimlerinin görev alanı Türkiye uygulamasında geniş kapsamlıdır[14]. Alanı ve konusu itibariyle geniş görevler üstlenmiş bulunan genel kolluk birimlerinin bu görevlerini yerine getirmesi ek olarak, özel hukuk kişilerinin bireysel olarak güvenliklerinin sağlanması ve korunma gereksinimlerinin karşılanmasına yönelik görevler de üstlenmesi durumunda, hem asli görevleri hem de özel hukuk kişilerinin bireysel olarak güvenliklerinin sağlanması ve korunma gereksinimlerinin karşılanması görevlerini tam olarak yerine getirmeleri olanaksızdır. Özel hukuk kişilerinin kişisel korunma gereksinimleri konusunda özel güvenlik faaliyetlerinin yasa koyucu tarafından düzenlenmesi, genel kolluk birimlerinin görevlerini daha iyi bir şekilde yerine getirmelerine katkı sağlayacaktır. Bu katkı hem genel kolluk birimlerinin iş yükünün azalmasına bağlı olarak görev/hizmet kalitesinin yükselmesi şeklinde ortaya çıkacak hem de, özel güvenlik faaliyeti yürüten özel hukuk kişilerinin genel kolluğa yardımcı olması yoluyla yaşanacak işbirliği şeklinde gerçekleşecektir.

2.Özel Güvenlik Yapılanması

Özel güvenlik faaliyetleri özel hukuk tüzel kişileri tarafından gerçekleştirilebilir(ÖGHDK m.3/II). Özel güvenlik faaliyeti yürüten özel hukuk tüzel kişileri iki şekilde karşımıza çıkabilir; birinci durumda özel hukuk kişileri kendi güvenlik ve korunma gereksinimleri için içyapılarında özel güvenlik birimi oluşturabilirler, ikinci durumda ise, üçüncü kişilerin güvenlik ihtiyacı ve korunma gereksiniminin karşılanması amacına yönelik olarak faaliyette bulunacak bir ticari şirket kurulması yoluna gidilebilir(ÖGHDK Yönetmelik m.4).

Kendi bünyesinde özel güvenlik birimi bulunan özel hukuk tüzel kişileri, gereksinim duymaları durumunda ayrıca özel güvenlik hizmeti vermek üzere kurulmuş bulunan özel hukuk tüzel kişilerinden güvenliğin sağlanması ve koruma hizmeti alabilirler(ÖGHDK m.3).

 

 

3.Özel Güvenlik Görevlileri ve Statüleri

Özel güvenlik görevlisi; Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında özel koruma ve güvenlik hizmetini yerine getirmek amacıyla istihdam edilen kişileri ifade eder(ÖGHDK Yönetmelik m.4).  Özel güvenlik görevlileri, özel hukuk kişilerinin güvenliklerinin sağlanması amacına yönelik olarak bina/alan ya da gerçek kişi koruması yapan gerçek kişilerdir. Özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilecek kişilerin yasada öngörülen koşulları taşımaları ve gerekli eğitimi almaları zorunludur[15].

Özel güvenlik görevlileri, özel hukuk kişilerinin güvenliklerinin sağlanması ve koruma gereksinimlerinin karşılanması görevini yerine getiren kişiler olduğundan dolayı bu görevlilerin herhangi bir çalışan gibi kabul edilmeleri olanaksızdır. Yasada belirlenen koşulları taşıyan kişiler arasından, yasada düzenlenmiş eğitimi almış olmak koşuluyla atanan ve yasada düzenlenmiş bulunan yetkileri kullanarak üçüncü kişilerin güvenliklerinin ve korunmalarının sağlanmasına hizmet etme konumunda bulunan özel güvenlik görevlileri kolluk personeli olarak kabul edilmemekle birlikte kolluğa yardımcı olan personel konumundadırlar. Yasa koyucu özel güvenlik hizmetlerini düzenlerken, özel güvenlik faaliyetlerinin kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin sağlanmasında tamamlayıcı role sahip olduğunu açıkça ifade etmiştir(ÖGHDK m.1). Özel güvenlik personelinin yerine getirdiği görevlerin genel kolluğun başarısına olan katkısı ve toplum güvenliğini ilgilendirmesi nedeniyle, personelin göreve başlatılmaları yasal koşullara bağlandığı gibi çalışma koşulları da yasa tarafından açıkça düzenlenmiştir(ÖGHDK m.8,9,11,12,13).

Özel güvenlik görevlilerinin görevlerini yerine getirmeleri sırasında sahip olduğu yetkiler arasında suç ve suçlularla mücadele edilmesi de bulunmaktadır(ÖGHDK m.7,9). Suç ve suçlularla mücadele etme görevi, özel güvenlik görevlilerinin görev bölgelerinde, genel idari kolluk ve adli kolluk görevi yerine getirmeleri sonucunu doğurmaktadır. Bu yönüyle özel güvenlik personeli kolluğa yardımcı olan konumundadır. Bu konum özel güvenlik personeline yasal olarak tanınmış bir statüdür. Özel güvenlik görevlilerinin sahip olduğu bu statü, görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar ve görevleri sırasında kendilerine karşı işlenen suçlar açısından kamu görevlisi olarak değerlendirilmeleri sonucunu doğurmaktadır(ÖGHDK m.23).

Özel güvenlik personelinin yerine getirmek durumunda oldukları görevler kamu düzeniyle yakından ilgili kabul edilmiştir. Yasa koyucu, özel güvenlik personelinin görevi başında bulunmaması durumunda ortaya çıkması olası sorunlar nedeniyle kamu düzeninin olumsuz etkilenmesinin önüne geçebilmek amacıyla bu personele grev yasağı getirmiştir(ÖGHDK m.16). Grev yapmaları yasaklanan özel güvenlik personelinin topluca işten çıkarılması da yasa koyucu tarafından yasaklanmıştır(ÖGHDK m.17).

 

IV-ÖZEL GÜVENLİK VE GENEL KOLLUK BİRİMLERİ İLİŞKİLERİ

Özel güvenlik birimlerinin genel kolluk açısından yardımcı rol üstlenmesi ve kolluk birimlerine yardımcı olması, hem belli düzeyde ilişkiler kurulmasını, hem de özel güvenlik birimlerinin genel kolluk tarafından denetim altında tutulmasını zorunlu hale getirmektedir. Genel kolluk makamları, özel güvenlik faaliyetlerinin hukuka uygun olarak yürütülmesini sağlamaya yönelik olarak denetimlerde bulunmak zorundadırlar.

1.Özel Güvenlik Birimlerinde Denetim ve Yaptırımlar

Özel güvenlik birimlerinin kuruluş sürecinden itibaren genel kolluk tarafından denetim altında bulundurulacağı düzenlenmiştir. Özel güvenlik birimlerinin ya da özel güvenlik şirketlerinin kuruluş koşullarına sahip olup olmadıklarının denetimi ve kuruluş izninin verilmesi ve faaliyetleri sırasında denetim altında bulundurulmasında genel idari kolluk makamlarından İçişleri Bakanlığı ve Valilik etkin olarak rol almaktadır.

A.KURULUŞ SÜRECİNDE DENETİMLER

Özel güvenlik birimlerinin kurulmasında valilik, özel güvenlik kurulması konusunda ise, İçişleri Bakanlığı izin vermeye yetkilidir(ÖGHDK m.3,5).  Özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilecekler ile özel güvenlik şirketlerinde ve özel güvenlik eğitimi verecek kurumlarda yönetici olarak çalışacaklar hakkında valilikçe güvenlik soruşturması yapılır. Soruşturma sonucu olumlu olanlara, özel güvenlik temel eğitimini başarıyla bitirmiş olmak şartıyla, valilikçe beş yıl süreli çalışma izni verilir. Ateşli silah taşımayacak özel güvenlik görevlileri hakkında sadece arşiv araştırması yapılır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bir ay içinde tamamlanır(ÖGHDK m.11).

Özel güvenlik faaliyetlerinin denetiminde illerde kurulan özel güvenlik komisyonları da etkin görevler üstlenmektedir. Özel güvenlik komisyonu vali ya da vali yardımcısının başkanlığında, emniyet teşkilatı il müdürlüğü, il jandarma komutanlığı, sanayi odası ve ticaret odası temsilcilerinden oluşan bir denetim merciidir. Komisyonun oluşumunda kamu görevlileri ağırlıklı olmak üzere, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarından da temsilciler bulunmaktadır. Özel güvenlik komisyonu temel olarak özel güvenlik izni verilmesi ve kaldırılması konularında valinin iznine esas teşkil etmek üzere karar almakla yetkilendirilmiştir. Özel hukuk kişilerinin güvenliğinin sağlanması ve korunması amacına yönelik özel güvenlik faaliyeti gerçekleştirilebilmesi için öncelikle komisyondan karar alınması gerekir(ÖGHDK m.3,4). Özel güvenlik faaliyetlerinde kullanacak personel, silah ve teçhizatın niteliğinin ve miktarının belirlenmesi özel güvenlik komisyonlarına aittir.

B.İŞLEYİŞ SÜRECİNDE DENETİMLER

Mülkî idare amirleri havalimanı, liman, gümrük, gar ve istasyon gibi yerler ile spor müsabakalarının, sahne gösterilerinin ve benzeri etkinliklerin yapıldığı yerlerdeki özel güvenlik tedbirlerini denetlemeye ve kamu güvenliğinin gerektirdiği hallerde ek önlemler aldırmaya yetkilidir(ÖGHDK m.6). Yasa koyucu özel güvenlik birimlerinin faaliyetlerinin gereği gibi yapılıp yapılmadığı konusunun denetlenmesi ve tespit edilen eksikliklerin giderilebilmesinin sağlanması amacıyla gereken tedbirlerin alınması konusunda mülki idare amirlerini yetkilendirmiştir.

İçişleri Bakanlığı ve valilikler özel güvenlik hizmetleri kapsamında, özel güvenlik birimlerini, özel güvenlik şirketlerini ve özel güvenlik eğitimi veren kurumları denetlemeye yetkilidir. Denetimin mahiyeti, kapsamı, usul ve esasları yönetmelikle belirlenir. Denetim sonucu tespit edilen eksikliklerin ilgili kişi, kurum, kuruluş ve şirketlerce verilen süre içinde giderilmesi zorunludur(ÖGHDK m.22).

C.İDARİ YAPTIRIMLAR

Özel güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi sırasında ilgili özel güvenlik biriminin ilgili genel idari kolluk makamlarına karşı yerine getirmek zorunda oldukları bildirim yükümlülüğüne aykırı davranılması, özel güvenlik hizmetlerinden beklenen yararın elde edilebilmesi için mülki idare amirince istenilen tedbirlerin alınmaması, grev yasağına aykırı davranan, silah, teçhizat ve kimliğini kanuna aykırı şekilde kullanılması ya da kullandırılması, özel güvenlik şirketi ya da eğitim kurumlarında gerçekleştirilen denetimlerde tespit edilen eksikliklerin giderilmemesi ve özel güvenlik görevlisinin koruma ve güvenlik hizmetleri dışında çalıştırılması durumunda mahallin en büyük mülki idare amirince idari para cezası verileceği hükmü getirilmiştir(ÖGHDK m.20).

Özel hukuk kişileri ve özel güvenlik şirketleri, istihdam ettikleri özel güvenlik görevlilerinin üçüncü kişilere verecekleri zararların tazmini amacıyla özel güvenlik malî sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Özel güvenlik malî sorumluluk sigortası, Türkiye’de ilgili branşta çalışmaya yetkili olan sigorta şirketleri tarafından yapılır. Bu sigorta şirketleri özel güvenlik malî sorumluluk sigortasını yapmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğe uymayan sigorta şirketlerine Hazine Müsteşarlığınca idarî para cezası verilir(ÖGHDK m.21).

Amacı dışında faaliyet gösterdiği veya suç kaynağına dönüştüğü tespit edilen şirketlerin ve özel eğitim kurumlarının faaliyet izni iptal edilir. Bu şekilde faaliyet izni iptal edilen şirketlerin veya kurumların, kurucu ve yöneticileri, özel güvenlik şirketlerinde ve özel güvenlik eğitimi veren kurumlarda kurucu ve yönetici olamazlar(ÖGHDK m.22).

2.Genel Kolluk Birimleriyle Ortak Faaliyetler

Özel Güven Hizmetlerine Dair Kanunun amacında da açıkça belirtildiği gibi, özel güvenlik faaliyetlerinin amacı kamu güvenliğinin sağlanmasında tamamlayıcı rol üstlenmedir(m.1). Genel kolluk faaliyetlerinin tamamlayıcısı konumunda bulunan özel güvenlik faaliyetlerinin beklenen yararı sağlayabilmesi için genel kolluk birimleriyle özel güvenlik birimlerinin gereken durumlarda birlikte hareket etmesi olanağının sağlanması gerekir.

Kamu güvenliğinin sağlanması yönünden 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile vali ve kaymakamlara verilen yetkilerin kullanılması durumunda özel güvenlik birimi ve özel güvenlik personeli mülkî idare amirinin ve genel kolluk amirinin emirlerini yerine getirmek zorundadır(ÖGHDK m.6/II). Yasa koyucu il ve ilçelerde kamu düzeninin sağlanması konusunda mülki idare amirlerinin sahip olduğu yetkilerin kullanılması konusunda özel güvenlik birimlerinin de, genel idari kolluk birimleriyle birlikte verilen emirleri yerine getirmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Mülki idare amirleri görev bölgelerinde kamu düzeninin sağlanması amacıyla gerektiğinde askeri birliklerden yardım isteme yetkisine sahip oldukları gibi, özel güvenlik birimlerine emir verebilme yetkisine de sahiptirler[16].

Zor kullanma ve yakalama yetkilerinin kullanılmasını gerektiren olaylar en seri vasıtayla yetkili genel kolluğa bildirilir; yakalanan kişi ve zapt edilen eşya genel kolluğa teslim edilir(ÖGHDK m.9/III). Özel güvenlik birimlerinin görevlerini yerine getirmesi sırasında yaşanan zor kullanma ve yakalama olaylarının en hızlı şekilde genel kolluk birimine iletilmesi zorunludur. Olay hakkında bilgi sahibi olan genel kolluk birimleri olayın niteliğine göre adli ya da idari kolluk olarak duruma müdahale de bulunacaktır.

Genel kolluk kuvvetlerine derhal bildirmek şartıyla, aramalar sırasında suç teşkil eden veya delil olabilecek ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek eşyayı emanete alma yetkisi özel güvenlik görevlilerinin yetkileri arasında yer almaktadır(ÖGHDK m.7-f). Özel güvenlik personelinin sahip olduğu bu yetki genel kolluk birimlerine yardımcı olmaya elverişli bir yetkidir.

Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, özel güvenlik birimleriyle genel kolluk birimlerinin ilişkilerini daha açık bir şekilde düzenlemiştir. Yönetmeliğin 13.maddesinde yer alan düzenlemeye göre; “Mülki idare amirleri, özel güvenlik uygulamasını ve özel güvenlik tedbirlerini halkın can ve mal güvenliğinin ve kamu hürriyetlerinin korunması amacıyla denetlemeye, özel güvenlik görevlilerinin yetkisini aşan uygulamaları kaldırmaya ve alınan güvenlik tedbirlerinin değiştirilmesini veya ilave tedbirler alınmasını istemeye yetkilidir. Özel güvenlik görevlileri ve yöneticileri görev alanları içerisinde genel güvenliğin ve kamu düzeninin bozulduğu hallerde durumu derhal genel kolluğa bildirir. Özel güvenlik kapsamında korunan ve güvenliği sağlanan yerlerde can ve mal güvenliğinin ciddi şekilde tehlikeye düştüğü veya düşeceği anlaşıldığında, mülki idare amirleri genel kolluğu görevlendirir. Bu takdirde özel güvenlik görevlileri mülki idare amiri ve genel kolluk amirinin emrine girer”. Uygulama yönetmeliğinde yer alan düzenlemeye göre, özel güvenlik birimleri gerektiğinde genel kolluğa bağlı olarak görev yapabilecek, görev alanlarında meydana gelen olumsuzlukları ya da yasal zorunluluk bulunan durumları genel kolluğa bildiren ve görevini kolluk amiri olan mülki idare amirinin emir ve direktifleri doğrultusunda yürüten kolluk yardımcısı birimler olarak kabul edilmektedir.

Görev alanında, can ve mal güvenliğinin ve kamu düzenin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması veya bulundurulması yasaklanmış her türlü silah, patlayıcı madde veya eşyanın tespit edilmesi amacıyla detektörle, x-ray cihazından geçirerek veya Kanunda belirtilen durumlarda gerektiğinde üst araması yapılabilir. Kamuya açık alanlarda üst araması, 24/5/2003 tarihli ve 25117 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği hükümlerine göre yapılır. Bu alanlarda özel güvenlik görevlilerince yapılacak üst araması genel kolluğun gözetim ve denetiminde yapılır. Arama sırasında yakalanan kişiler veya el konulan madde ve cisimler, yasal işlemi yapılmak üzere bir tutanakla genel kolluğa teslim edilir(ÖGHDK Uy. İlş. Yön. m. 14). Özel güvenlik personeli görev alanında önleme amaçlı arama yaparken elde ettikleri yasa dışı madde ve cisimleri tutanakla genel kolluğa teslim etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Yasal koşulların varlığı durumunda üst araması yapabilme yetkisinin kullanılması durumunda, özel güvenlik görevlileri kamuya açık alanlarda ancak genel kolluğun gözetimi altında üst araması yetkisini kullanabilecektir.

 

SONUÇ
Genel kolluk birimleri yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri yerine getirme konusunda zaman zaman yetersiz kalmaktadır. Kolluk birimlerinin görev ve sorumluluklarını gereği gibi yerine getirebilmesi personel yetersizliği kadar görev alanının genişliğinden kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle olanaksızlaşmaktadır.

Avrupa Birliği uyum sürecinde yapılması zorunlu yasal değişikliklerin yaşama geçirilmesinde asıl önemli olan yönetim anlayışının değişmesidir. İdari yapılanmanın ve idarenin görev, yetki ve sorumluluklarının yeniden düzenlenmesi kadar, idare etme anlayışının da değiştirilmesi gerekir. Genel kolluk birimlerinin yapılanmasının gereksinimlere uygun olarak yeniden yapılandırılması ve personel açığının kapatılması kadar, kolluk anlayışının da değişmesi gerekir. Kolluk birimlerinin görev alanında bulunmasına karşılık, özel hukuk kişilerince yürütülebilecek faaliyetler kapsamında karşılanabilecek güvenlik ve korunma gereksinimlerinin kolluk kapsamından çıkarılması ve kolluğun asli görevlerini beklentilere uygun olarak yerine getirebilmesine olanak sağlanması gerekir. Özel hukuk kişilerinin güvenliklerinin sağlanması ve korunmalarının sağlanmasına yönelik hizmetlerin özel hukuk tüzel kişilerinin kendi içlerinde kurulan özel güvenlik birimleri ya da özel güvenlik hizmetleri vermek üzere kurulmuş bulunan özel güvenlik şirketlerince karşılanmasına olanak verilmesi yerinde bir yaklaşım olmuştur. Yeni düzenlemeyle genel kolluk birimleri asli görevleri olan kamu düzenini koruma ve devam ettirme görevini daha etkin bir şekilde yerine getirebilecektir. Özel hukuk kişilerinin özel hukuk kapsamında yürütmekte oldukları ve kamuya yönelik faaliyetlerinin güvenliğinin sağlanması konusunda genel kolluk birimlerinin görevli olması, personel yetersizliği nedeniyle yeterince suç ve suçlularla mücadele edilememesi sonucunu doğurmaktadır. Bu olumsuzluğun önüne geçilebilmesi, özel hukuk kişilerinin kendi güvenliklerini sağlamalarına izin verilmesiyle olanaklı olacaktır.

Özel güvenlik birimlerinin görevlerini yerine getirmeleri sırasında genel kollukla ilişkilerinin nasıl kurulacağı yasa koyucu tarafından daha anlaşılır bir şekilde yeniden düzenlenmelidir. Özel güvenlik birimlerinin ve personelinin mülki idare amirleriyle olan ilişkilerinin yanında görev bölgelerine en yakın genel kolluk birimleriyle de ilişkileri açıkça düzenlenmelidir. Özel güvenlik personelinin kendi görev alanında bulunan kolluk personel ve amirlerini tanımamaları, özel güvenlik personeli ve kolluk görevlileri arasında olması gereken yardımlaşma ve dayanışmayı olumsuz etkileyecektir. Özel güvenlik birimlerinin görev alanlarında düzenin sağlanmasından sorumlu olmalıdırlar. Görev bölgesinde düzenin sağlanması konusunda sorumluluklarını yerine getirmeyen özel güvenlik personeline ya da şirketine uygulanacak idari ve cezai yaptırımlarla personel ya da şirketin tazminat sorumluluğu daha açık düzenlenmelidir.

Kamu düzeninin sağlanması amacıyla, mülki idare amirlerinin özel güvenlik personel, birim ve şirketlerinden faydalanabileceğine ilişkin yasa koyucunun getirmiş olduğu düzenleme yerinde bir düzenleme olmuştur. Kamu düzeninin sağlanması konusunda kamu güvenini tamamlayıcı faaliyetlerde bulunmak üzere kurulmasına izin verilmiş bulunan özel güvenlik birimlerinin ve bu birimlerin personelinin, kamu düzeninin sağlanması konusunda genel kolluk birimlerine yardımcı olacak şekilde, mülki idare amirinin emirlerini yerine getirmekle görevlendirilmiş olması yerinde bir yaklaşımdır ve bu birimlerin kuruluş amacına uygundur.

Özel güvenlik faaliyetlerinin denetimine ilişkin olarak öngörülmüş bulunan düzenlemelere aykırı davranılması durumunda mülki idare amirince verilmesi öngörülmüş bulunan idari para cezaları miktar açısından caydırıcılıktan uzaktır. İdari para cezalarının yeniden caydırıcı miktarlarda düzenlenmesi kadar, hak mahrumiyeti doğuran idari yaptırımlarda öngörülmelidir.



[1] KIRATLI, Metin. Koruyucu İdari Hizmetler. TODAİ Yayını, Ankara 1973, s.5

[2] YAYLA, Yıldızhan. İdare Hukuku, Gözden Geçirilmiş 2. Bası, Filiz Kitabevi, İstanbul 1990,s.50

[3] Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Tasarısı, temel hedef olarak merkezi idarenin üstlendiği kamusal hizmetlerin yerel yönetimlere devredilmesi ve yerel nitelikli ortak genel ihtiyaçların karşılanmasında yerel yönetim birimlerinin genel görevli olması düzenlemelerini içermektedir. her ne kadar adı geçen tasarı yasama meclisinde onaylanmış ve Cumhurbaşkanlığı tarafından veto edilmişse de, AB üyelik sürecinde taraf olduğumuz anlaşmalar, yerinden yönetim birimlerinin güçlendirilmesini ve yerel ihtiyaçlar konusunda genel görevli idari birimler haline getirilmesini zorunlu kılmaktadır.

[4] 10.06.2004 Tarih ve 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun.

[5] DURAN, Lütfi. İdare Hukuku Ders Notları. Fakülteler Matbaası, İstanbul 1982, s.248

[6] Kolluk kavramı, teşkilatlanması, uluslar arası boyutu vb. konularda ayrıntılı bilgi için bakınız;   KUNTER, Nurullah/YENİSEY, Feridun. Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul 2005, s.124 ve devamı.

[7] Suç kolluğu hakkında bakınız. ÖZBEK, Veli Özer. “Suç Kolluğu” Yargı Reformu 2000 Sempozyumu, İzmir Barosu, 5-6-7-8 Nisan, İzmir 2000, s.592 vd.

[8] Adli kolluk hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız. CENTEL, Nur/ZAFER, Hamide. Ceza Muhakemesi Hukuku, BETA Yayınları, İstanbul 2003, s.93 vd.

[9] GÖZZÜBÜYÜK, A. Şeref. Yönetim Hukuku, Güncelleştirilmiş 17. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2002, s.274

[10] GÜNDAY, Metin. İdare Hukuku, İmaj Yayınevi, 9.Baskı, Ankara 2004, s.265,266

[11] Özel idari kolluk hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız. YENİSEY, Feridun. Hazırlık Soruşturması ve Polis, 3.Bası, İstanbul 1991, s.80 vd.

[12] Örneğin Belediyelerde kolluk amirleri; Belediye Meclisi, Belediye Encümeni, Belediye Başkanı ve Başkan Yardımcılarıdır. GÜNDAY, a.g.e., s.265

[13] İçişleri Bakanlığınca çıkarılan, 7.10.2004 Tarih ve25606 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik”, doğrudan özel güvenlik faaliyetlerinin kapsamının ne olduğunu açıklamamakla birlikte, tanımlar başlığını taşıyan 4.maddesinde, özel güvenlik şirketini, özel güvenlik birimini ve özel güvenlik görevlisini tanımlarken özel güvenlik faaliyetlerinin ne olduğunu dolaylı olarak açıklamış olmaktadır.

[14] 04.07.1934 Tarih ve 2559 Sayılı Polis Vazife Salahiyet Kanunu, 1.maddesinde polisin görevinin “asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatını temin etmek, yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapmak” olarak tanımlamıştır.

 

[15] 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun, özel güvenlik görevlisi olacakların;

a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.

b) En az lise veya dengi okul mezunu olmak.

c) 18 yaşını doldurmuş olmak.

d) Taksirli suçlar hariç olmak üzere, ağır hapis veya altı aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsa bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, emniyeti suiistimal, sahtecilik, hileli iflas veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, laf atma, sarkıntılık, ırza tasallut, ırza geçme, kız, kadın veya çocuk kaçırma ve alıkoyma, fuhşa teşvik, fuhuş için aracılık, uyuşturucu madde kullanma, uyuşturucu madde kaçakçılığı suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak.

e) Kamu haklarından yasaklı olmamak.

f) Görevin yapılmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı ile özürlü bulunmamak.

g) Özel Hizmetlerine Dair Kanunda düzenlenmiş bulunan özel güvenlik temel eğitimini başarıyla tamamlamış olmak koşullarını taşımalarını şart koşmaktadır(m.10).

[16] Mülki idare amiri olarak valilerin sahip olduğu kolluk yetkileri konusunda ayrıntılı bilgi için bakınız. YILDIRIM, Turan. Türkiye’nin İdari Teşkilatı, 4. Baskı, Alkım Yayınları, İstanbul 2005, s.129-134